12 Haziran 2011 Pazar

Seçim Anketlerinin Göremediği Ayrıntı - 8 Haziran 2011

SANDIKTA KİM ŞANSLI?
Ne kadar güvenilir araştırma yapılırsa yapılsın, seçim öncesi yapılan anketlerle sandık sonuçlarının birebir örtüşmemesinin çok basit nedeni olduğunu biliyor muydunuz? Prof. Dr. Osman ÖZSOY'un yazısı:


Anketlerden çıkan sonuçlarla sandıklardan çıkan sonuçlar arasında önemli bir ayrıntı vardır.
Anketlerde seçim sandığı bir bakıma deneğin ayağına götürülür.
Sokakta ya da kapısı çalındığında evinde anketörle karşılaşan denekler, seçimde olduğu gibi bir sandığa gitme zahmetine girmeden parti tercihlerine ilişkin görüşlerini belirtirler.
Prof. Osman ÖzsoyAnket çalışmalarında deneklerin “o an ki” parti tercihi tespit edilir. İşte anketler ışığında ortaya çıkan seçmen tercihine ilişkin medyada görme alışkın olduğumuz sonuçlar bunlardır. Bir firma yüzde 100 güvenirlikte bir araştırma yapsa bile, sandıktan çıkan sonuçla birebir örtüşmesi imkansız gibidir.
Bunun temel nedeni, ülkenin seçim sonuçlarına ilişkin kaderini belirleyen temel verinin, ancak sandığa atılan oyların partilere göre resmen yüzdelenmesidir.
Yani, anket görüşmelerinde parti tercihi sorulan deneklerin verdikleri cevaplara göre “o an” için genel bir fikir edinme açısından bir sıralama yapma imkanı varken, sandıklardan çıkan sonucu etkileyen temel ayrıntı ise, ancak sandığa gidip oyunu kullanan seçmenlerin parti tercihleri tek tek sayılarak çıkan sonucun yüzdelenmesidir.
Anketler çalışmanın yapıldığı o anki Türkiye fotoğrafınının bütününe yönelik bir fikir verirken, sandıklar ise, ancak seçime katılan seçmenlerin parti tercihlerinin yüzdesini yansıtırlar. Sözün kısası, seçim sonuçlarını belirleyen faktör anketlerde toplumun ne kadarının hangi partiyi tercih ettiği değil, sandığa giden seçmenlerin nasıl bir irade ortaya koyduğu ve hangi partiyi tercih ettiğidir.
Örneğin, anket görüşmelerinde AK Parti’nin oylarının yüzde 50 görünmesi seçim sandığından da o sonucun çıkacağı anlamına gelmez. Bu yönde görüş beyan eden denekler eğer firesiz sandığa giderlerse ancak bu sonucu alma imkanı olur. Aynı şekilde CHP’ye oy vereceğini söyleyen yüzde 30’luk bir denek kitle varsa, bunlar firesiz sandığa giderlerse CHP bu oranı yakayalabilir. Bu kıyaslamayı tüm partilere uyarlayabilirsiniz.
Seçimlere katılımı etkileyen faktörler
Partiniz kamuoyunda büyük ilgi görse bile, size oy vermeyi düşünen seçmenler sandığa gitmiyorlarsa, seçim sonuçları açısından bu bir anlam ifade etmez. Tekrar ediyorum, seçim sonucunu belirleyen kamuoyunun parti tercihinin zihinsel ölçekte ne durumda olduğu değil, sandığa gidip oyunu kullanan seçmenlerin parti tercihlerinin ne olduğudur. Seçimlerin kaderini belirleyen budur.
Tam da bu noktada en kritik soru, sandığa kimlerin gittiğidir. Seçime katılma oranını belirleyen etkenler bilim adamlarınca şu şekilde tespit edilmiştir.
- Hükümet kararlarının kendisiyle ilgili sonuçları konusunda bir toplum kesimi ne kadar bilgi sahibiyse, o toplum kesimindeki oy verme eğilimi o oranda artar. Yani icraatları anlatamayan hükümetler başarılı da olsalar beklenen oyu alamayabilirler.
- Hükümetin izlediği politikadan memnun olan kesimlerde oy verme eğilimi artar. Bu durum özellikle kamu görevlilerinin oy verme davranışı üzerinde etkili olur.
- Bir toplum kesimi üzerinde, siyasal katılım yönündeki baskılar ne kadar fazlaysa, o toplum kesimindeki oy verme eğilimi o oranda artar. Bu baskıların birey üzerindeki etkisi, bireyin mensubu bulunduğu toplum kesimiyle olan ilişkilerinin yoğunluğuyla ilgilidir. Sosyal grupların ortak davranışı seçim sonuçlarına etki eder.
- Belli sosyal kesimler üzerindeki baskı aynı yönde olduğunda katılma eğilimi artarken, zıt yönde olduğunda katılma oranı azalır. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mantığıyla hareket edenler, yani olan biteni umursamaz durumdaki sosyal gruplar seçime katılım konusunda istekli davranmazlar.
- Seçmenin oy verme davranışını etkileyen diğer faktörlerin başında saygınlık arayışı, güvenlik isteği, duygusal bağlar, dinsel ve siyasal inançlar gelir. Tarıma dayalı yarı-kapalı geleneksel toplumdan, endüstriye dayalı açık topluma geçildikçe, oy vermedeki yöresel ve bölgesel etkiler azalmakta, toplumsal sınıfların etkisi artmaktadır. Bu nedenle, belli etnik hassasiyeti olan seçmenler kırsalda iken tek tip bir zihniyetle oy verirken, kentlerde yaşayanlar ise daha özgür davranırlar. BDP’nin toplam Kürt nüfusunun dörtte birinin bile oyunu alamamasının nedeni budur.
Kişinin içinde bulunduğu koşulları iyileştirme umutları azaldıkça ve toplumdaki eşitsizlikler arttıkça marjinalleşme başlar. Bu durum mevcut hükümete aykırı görüşteki partilere yönelim sağlar.
Güvenlik isteği kişileri istikrar arayışına iter. Dünyadaki örnekler göstermiştir ki, güncel önemli olaylar, özellikle kararsız seçmenlerin oyları üzerinde etkili olmaktadır. Bu durum istikrar arayışına ve büyük partilere yönelmeye neden olur.
12 Haziran’ın anlamı...
Örneğin benim çevremdeki insanların büyük bölümü, 32 gün sonra sandık başına gideceğimiz 12 Haziran seçimlerini bilinen anlamda bir genel seçim gibi algılamıyorlar. Yeni bir referandum gibi görüyorlar. Hatta ‘Referandum 2’ olarak isimlendirenler ve bu çerçevede anlam yükleyenler var.
12 Haziran’da yapılacak seçimi, geçtiğimiz yıl 12 Eylül’de gerçekleşen ve Anayasa’nın bazı maddelerinde değişiklik öngören referandumunun ikinci perdesi olarak algılıyorlar. 12 Eylül referandumunun ardından gerçekleşen bazı değişikliklerin, 12 Haziran seçimlerinin ardından dünya ile rekabet etmeye aday yeni bir Türkiye’nin inşası için bir basamak oluşturacağına, Türkiye’yi bir adım daha öne çıkaracağına inanıyorlar. Dünkü Türkiye ile yarınlarda varolma mücadelesi veren yeni Türkiye’nin bir kırılma noktası olarak değerlendiriyorlar. Sandığa bu düşüncelerle gideceklerini ifade ediyorlar. 12 Haziran seçimini eski Türkiye ile yeni Türkiye’nin hesaplaşması gibi görenler az değil.
Sandık günü seçmen psikolojisi
Unutulmamalıdır ki, nefretin tetikleyici gücüne dayalı davranış biçimi, ilgiden kaynaklanan sempatik yönelişten daha ağır basar.
Şunu anlatmak istiyorum; Böyle gelmiş böyle gitsin kolaycılığı ile hareket eden ve hükümet icraatlarından genel bir memnuniyet duyan seçmenlerin sandık başına gitme oranı daha düşüktür. İktidarı değiştirmek için öfke ve nefret duygusu ile hareket edenlerin sandığa gitme oranı ise daha yüksektir.
Bu nedenle, örneğin seçim günü olan 12 Haziran'da şiddetli yağmur yağsa, şimşekler çaksa ve seçmenlerin oyunu kullanmaya giderken ıslanma ihtimali olsa, bırakın sandığa gitmek için bir araç sahibi olmamayı, bir şemsiye bile tutmayı üşendiği için, "canım bir oydan ne çıkacak, zaten oyların yarısını maşallah bizim parti alacak" diyen seçmenlerin bu tür gerekçelerle seçime katılımının düşük olma ihtimali bile söz konusudur. Buna karşılık, 'ne yağmur ne tufan, kimse alıkoyamaz beni bu yoldan' diyen nefret yüklü insanların sandığa gitme oranı ise daha yüksek çıkar.
Seçime katılım oranı arttıkça, iktidardan memnun olan seçmenlerin sandıktaki oy yüzdesinin artma imkânı varken, seçime katılma oranı düştükçe, mevcut durumdan memnun olmayanların kullandıkları oy, yüzdelik olarak sandıkta daha bir ağırlık oluşturur.
Seçim öncesi yapılan anketler, oy verme işleminin gerçekleştiği güne ait psikolojiyi yansıtmadığından, anket sonuçları ile sandık sonuçları fark eder.
Herkesi 12 Haziran günü oy kullanmaya davet ediyorum. Bunun sadece anayasal bir vatandaşlık görevi değil, dini ve milli bir sorumluluk gerektirdiğini de düşünüyorum.
12 Haziran seçimleri şimdiden hayırlı olsun. Bakalım girdiğimiz iddialar nasıl sonuçlanacak?
Prof. Dr. Osman Özsoy
Haber7 - 8 Haziran 2011

8 yorum:

  1. Kanal 24 Seçim yasaklarını delmeye devam ediyor.
    10.06.2011 Tarihli 09.00 da yayınlanan Ekonomi Bülteninde anketler üzerinden yorumlar yer aldığı gibi Akp lehinde Mhp ve Chp aleyhinde seçmenin oylarını etkileyecek nitelikte yayın yapılmıştır.Ben Şikayet Ettim ama Sesimiz Gür Çıksın Buyrun Link: http://www.rtuk.org.tr/sayfalar/GorusOneri.aspx

    YanıtlaSil
  2. kanal d ve atv de yayın yasagını deliyor lutfen daha dıkkatlı olsun rtuk

    YanıtlaSil
  3. Kanal d yada Atv deki programlarda bir anket yada oran üzerinden konuşulduğunu gördüysen şikayet edebilirsin.
    http://www.rtuk.org.tr/sayfalar/GorusOneri.aspx

    YanıtlaSil
  4. Osman hoca, prof olmuşsun ama boşa. Akp oyunu düşürmeye yönelik bir yazı bu paylaştığın. Bunu ilk okul çağındaki çocuk anlar. Hesaba katmadığın en önemli unsurlar nelerdir biliyonmu?
    1. Artık Türkiye boş vaatlere inanmıyor, kanmıyor.
    2. Türkiye yi kucaklayan tek Parti AKP bunu herkez böyle kabulleniyor.
    3. Halk kendi özgürlüğünün anahtarını AKP olarak görüyor.
    4. Bizim insanımız herzaman mazlumun yanında olmuştur. Millet iradesinin seçimi olan AKP yi millet iradesiyle yıkamayacaklarını anlayanlar her türlü yargı, darbe, karalama, yalan, dolan vs. yıkmaya çalıştıkca AKP kuvvetlendi.
    5. AKP yi destekleyen kişilerin çok büyük yüzdeliği partiyi gönül bağıyla desteklemekte, yani eksilme olmaz, artma olur.
    6. Tayip Erdoğan'nın karekter yapısı Türkiye de tek değil tüm dünyada taktir görüyor. Çok insan bunu böyle biliyor ve kabulleniyor.
    7. Yazacak çok şey var ama uzatmaya gerek yok. Gercek Vatanını seven, Atatürk'çü kişiler herzaman AKP der çünki Atatürk'ün dediği gibi; "EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR."

    YanıtlaSil
  5. fazla yoruma gerek yok akp tek başına iktidar mhp ve chp liderleri erdoğanın dişine göre diyorum.

    YanıtlaSil
  6. Öyle diyorsunda R.tayyip beyin hali hiç öyle görünmüyor Seçim yasakları başlayana kadar süresini kullandı az kalsın o süreyide aşacaktı ve sürekli mitingdeki topluluğa çalışın çalışın telefonları bırakmayın oy toplayın diyor.Ve bütün kanallar seçim yasaklarına uyarken Kanal24 çıkıp Tayyip beyin mitingini yayınlıyor.Soruyorum bu kanal hep bunu yapıyor Bu hakkı kim veriyor bu kanala Tayyip beyin köpekliğini yaptıkları için mi bu hakka sahipler.!!!

    YanıtlaSil
  7. Siz Osman hocaya laf atan AKP li vatandas,

    Size dicek bir laf bulamiyorum ve nedense Akp li vatandaslarin eminim yarisindan fazlasi sizin gibi düsünmeyen,sadece Erdoganin agzina bakan bir kesim olarak görüyorum..aslinda halimize aciyorum soruyorum kendime neden bu insanlar bu halde..neden bu insanlar soru sormasini bilmiyor ve herseyi söylendigi gibi kabul ediyorlar neden??
    Simdi adamin agzindan islam kelimesi ciktigi icinmi? kahve agziyla konustugundan mi?
    Ben sizin gibi insanlari anliyamiyorum sizin bu dünyada en önemli buldugunuz konular nelerdir??
    Mesela Para degilmi cepleriniz dolu su sira..
    Seref sahsiyet önemli degil artik sizin icin..
    ama niye diye sorarim simdi..senin Atatlarin ama senin gibi sahsiyetsiz degildi..peki siz kimi örnek aliyorsunuz??
    Yazik yazik yazik ama insallah bu secimlerde az da olsa AKP nin oylari kirilsin!! Az da olsa diyorum cünkü Türk milleti halen uyuyor ne yazikki...

    YanıtlaSil
  8. Bu milletin uyanmış halidir uyandığı içinde kime oy vereceklerini biliyorlar ATATRÜK,LAİK diyerek bu milleti bu zamanlara kadar kandırdılar bu chp zihniyeti,artık bu millet bunu yemiyor.Atalarımıza gerçek hizmet ve saygı yapanın yanındalar YANİ ATALARIMIZIN KURMUŞ OLDUĞU TÜRKİYEMİZE HİZMET EDİYORLAR.Çıkar için neredeyse TÜRKİYENİN tapusunu üzerinize geçirelim diyecekler bu chp zihniyeti.Batıya gidip akp yi pkkyla iş birliği yapıyor deyip Doğuya gidipte özerkliği savunan ve tutuklu olan pkk lıları ziyaret eden Diyarbakır mitingindede bir tane bile TÜRKİYEMİZİN KANLI ŞANLI Bayrağını sallamayan bu zihniyeti ben savunan kişileri kınıyorum.

    YanıtlaSil

Bu Yazı Hakkında Anında Aşağıdan Yorum Yazabilirsiniz. PROFİL SEÇİN
kısmından ANONİM seçeneğini seçin. Yorumunuzu yazın GÖNDER Deyin. Kayıt Olmaya
Gerek YOKTUR. Ayrıca Sağ Tarafta Bulunan Anketimize Katılmayı Unutmayınız...